Kedilerin Ana Vatanı Sokaklar
Makalede Mısırlıların filan tarihten önce, bilmem kaç yılında fareleri tarlalardan uzaklaştırmak için, kedileri vaşaklardan ayırıp nasıl ıslah ettiğinden ve evrildiğinden bahsetmeyeceğim. İlk atanın bilmem hangi türden türediği de bu makale için önemli değil. Kedilerin son ana vatanı olan şehir sokaklarından bahsedeceğim.Dilini bilmediğiniz bir ülkeye gidip, dilini bilmediğiniz insanlardan yardım istemeyi denediniz mi? Hiç hayatınızda sokakta yaşadınız mı? Hiç aç kalıp çöp karıştırdınız mı? Bunları yapmadıysanız, kedilere merhamet etmeyin. Çünkü siz merhamet ettiğinizi düşünürsünüz, kediler acı çeker!
Kedilerin son anavatanları sokaklardır. Bayrağı yok. Marşı yok. Para birimi yok. Milleti var ama yok. Kozmopolit bir ülkedir Sokakistan. Sokakistanın birden fazla yönetim şekli var. Sokakistan halkına Sokaklı demek gerekirken, herhalde telafuzu zor geldiği için, onlara sokak kedisi, sokak köpeği, sokak hayvanı filan der, işin içinden çıkarız.
Gerçekte sokaklıların hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Fakat biz onlara merhamet ederiz. Merhamet duygumuz bizim sokakta kalanlara yardım etmeyi gerektirir. Sokakta kalanlara yemek veririz. Sokakta kalanlara kılık, kıyafet veririz. En acısı; onlara para veririz. Sokakta kalanların bunların hiçbirisine ihtiyacı yoktur. Sokakta kalanlara gözden çıkarttığımız herşeyi veririz.
Sokakta kalanlar zannettiğinizden çok daha zengindir. Çünkü onların hem evi, hem vatanı sokaklardır. Kıyafete ihtiyaçları yoktur. Yıllarca aynı kürkle dolaşabilirler. Yeni bir kürke ihtiyaçları yoktur. Kıyafet sizin bir başkasına kendinizi kabul ettirmek için takındığınız kostümdür. Siz buna; ‘Tarz, imaj, moda...’ falan dersiniz.
Para sadece evde kalanların evde kalmaya devam etmelerini sağlayan üyelik kâğıdıdır. Bu üyelik kâğıtlarının zamanla yenilenmesi gerekir. Eğer ev sahibine para vermezsen, evde kalamazsın. Ev senin olsa bile ev için vergi ödersin. Eğer ödemezsen vergi borcu birikir, eve haciz konur. Faturaların dönem borçlarını bu üyelik kâğıdıyla ödeyerek doğalgazlı sıcak evde oturursunuz. Suyunuz temiz akar, lambanızı yakmasanız dahî elektriğiniz kablolardan gelip gelip geri gider. Değişken akım ya! Bunlara ihtiyacı olmayan Sokaklılar, Dünya’nın en şanslı milletidir. Üstelik uyrukları değişmediği sürece tüm zenginlikler onlarındır.
Aslında sokakta kalıyorsanız yıkanmaya ihtiyacınız yoktur. Hijyene gerek duymazsınız. Kokmazlar, kendilerini toprakla temizlerler. Sokakta kalan biri için su tehlikelidir. Cildi hemen enfeksiyon ve mantar kapar. Evde yaşayanlar havlu ile kendini kurularlar. Ama sokakta yaşayanları ıslatırsanız, bu insanlık ayıbıdır. Onlar kuru kalacakları yer bulurlar.
Sokakta kalanların karınlarını doyurmak için çalışmaya da ihtiyaçları yoktur. Maalesef evde kalanlar o kadar israfçıdır ki; çöpe attıkları ekmeklerle kilo alabilirler. Zannetmeyin ki; o gıdalar onları hasta eder. Küflü ekmekte ve küflü peynirde penisilin dediğimiz antibiyotik vardır. Bu antibiyotik bir çok hastalıktan sokakta kalanları korur. Mide rahatsızlığı yaşarlar ama korkulacak bir şey değildir. Biraz sonra geçer.
Sokakta kalanların mezarları da yoktur. Mezarlık İşleri Müdürlüğü’nden mezar tapusu satın almazlar. Hoş, onlara sadaka verdiğinizde topladıkları sadakayı biriktirseler bile, ömürleri boyunca mezarlık tapusu alacak kadar biriktiremezler. Sokaklıların ölümleri şüpheli olmayan doğal ölümse, ölümleri gibi yok olan cenazeleri de sessizdir.
Gerçekte onların hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Fakat biz onlara merhamet ederiz. Merhamet duygumuz bizim sokakta kalanlara yardım etmeyi gerektirir. Sokakta kalanlara yemek veririz. Sokakta kalanlara kılık kıyafet veririz. En acısı; onlara para veririz. Sokakta kalanların bunların hiçbirisine ihtiyacı yoktur. Sokakta kalanlara gözden çıkarttığımız herşeyi veririz. Ama sevgimizi vermeyiz! Siz hiç sokakta yaşayan biriyle evlenen kimse duydunuz mu?
Yorumlar
Yorum Gönderme