İki
yılı aşkın süre içerisinde 40 kadar kedi sahiplendirdik. Ancak
sahiplendirdiğimiz kedilerin başına gelenleri görünce kedi
sashiplendirme hakkında standart oluşturduk. Sahiplendirmeyi
ayrımcalık ilkesi üzerinden yapmıyoruz. Şartları sağlayan
kişilere kedilerimizi teslim ediyoruz.
Siz
kedi sahiplendirirsiniz, karşınızdaki kişi kedi hakkında sizin
düşündüğünüz gibi düşünmez. Ama o kediyi de almak için
size ihtiyaç duyar. Bu nedenle bir çok yalanı öne sürmeyi dener.
- Ben daha önce kedi baktım, biliyorum.Ama daha önce sahiplendiği kedi olmamıştır. Kediler hakkında hiç bir şey bilmiyordur. Kedileri sahiplendiren kişileri ikna etmeye çalıştığını gösterir. Halbu ki en iyi kedi bakan kişiler, daha önce hiç bir hayvan bakmamış kişiler arasından çıkıyor. Dolayısıyla yalan söylemeye gerek yoktur. Yine de kediyi sahiplenmek isteyen kişiler bu yalanı söylerler.
- Ben kediye çok iyi bakarım.
Halbu ki bunu söyleyenin kedi bakımı hakkında hiç bir bilgisi yoktur. Ancak kediyi doyurursa, ona çok iyi baktığını düşünür. Öyle değildir. Rahat olun, kedileri secereli yetiştirenler bile kedileri yetiştirmeyi çok iyi bilmezler. Kediye çok iyi bakmak için klinik analizlere çoğu kere başvururlar. Sonuç olarak 'Nasıl iyi yetiştirebiliriz' sorusunun cevabını ararlar. Bu yüzden siz de böyle yapmalısınız.
Bu analizlerden biri alerji testleridir. Kedi sahiplerinin en çok ıskaladığı konu, kedilerinin neye alerjisi olduğunu bilmemeleridir. Böyle olduğunda siz kedinize çok iyi baktığınızı düşünürken, ıskaladığınız şeyler veteriner analizlerinde ortaya çıkar. Rahat olun, yalan söylemeye gerek yok. Çünkü nasılsa çok iyi bakamazsınız. Normal baksanız yeterli. - Ben kediye devamlı bakmak için alacağım.Ne yazık ki, ilahi bilgiye sahip değilsiniz. Mutlaka dönem değişecek ve kediyi elden çıkartmak iteyeceksiniz. Gelekle ilgili nasıl garanti verebliyorsunuz? Devamlı bakmayı başaramazsanız o kedi sessizce sokağa salınacaktır. Yalan söylemeye gerek yok. Sadece bu riski ortadan kaldırmak için yardım almanız gerekiyor. Yardım almak için doğru kişilerle iletişim halinde olun, size kedi sahiplendiren kişiyle ilişki halinde olun.
- Barınakta Veteriner Arkadaşlarım var.
Bu benim için daha iyi. Barınaktan da sahiplenebilirsiniz. Eğer barınaktan sahiplenirseniz bir kedi değil bir kaç kedi fayda görür. En başta barınaktaki kediler o kediden kurtulur. Siz tatmin olursunuz ve başka kedi için arayışa girmezsiniz. Başka kediler bulundukları durumdan daha iyi yerlere giderler. Belli ki kediyi sahiplenmek isteyenin nüfusu var. O zaman barınaktan sahiplenmesi daha uygun olur. 'Her kedi aynıdır' şeklindeki yaklaşımlar kedilerin nesillerini ve kendi yaşamını tehlikeye atacaktır. Barınaktan alınan kedi muhtemelen tedavi görmüş, rehabilite edilmesi gereken ve yardıma muhtaç kedidir. Rehabilite edilmesi gereken bir kediyi hiç kedi bakma tecrübesi olmayan bir kimse sahiplendiğinde kedi psikolojik sorun yaşayacaktır. Ancak evde doğup büyümüş bir kedi daha farklıdır. Her bir canlıya bir birey olarak yaklaşmadığınız sürece sorun daha derindir. Bu yüzden torpil yapmaya gerek yok. - Ben whatsapp'dan fotoğraf atarım.Fotoğraflar silinir. Bu tarz şeylere gerek yok. Kedinizle yaşamınız sizin özel hayatınızdır. Bu hayatı sorgulamaya kimsenin hakkı yok. Bu yüzden whatsapp'dan fotoğraf göndermeye gerek yok. Bunun yerine sözleşme yapalım ve kediyi daha iyi koruyacağımıza yazılı olarak birbirimize söz verelim. Yani takip etmek çok sıkıcı bir iş, Bunun yerine müşterek olalım.
- Ben kedileri çok severim, hayvanları çok severim. Ben var ya...Evet, sen var ya sen... Kötü olan da bu ego. Hayvanlar sevgi gösterip göstermediğimizi bilmezler. Bizim dilimiz ve beden dilimiz kedilerinkinden farklıdır. Onların beden dilini de biz yanlış çözümleriz. Kedi oyun yapmak istediğinde siz saldıracak sanırsınız. Ama o ebe yapıp kaçar. Siz ona doğru koşup kucağınıza almak istediğinizde kediniz kendisini yiyeceğinizi düşünür. Dolayısıyla egoya gerek yok. Hayvan psikolojisi okullarda verilebilen bir ders değil. Kedinin ihtiyaçlarını anlayın, ona göre çözümler üretin. Onların dilini çözümlemek için profesyonal yardımlar alın.
- Yavru kedi istiyorum. Ona ben eğitim vereceğim. Kum eğitimi mama eğitimi falan...'Aaa.. Siz kuma mı yapıyorsunuz? Mamanın tadı nasıl peki, yeniyor mu? Ayrıca yavru kedi niye alıyorsunuz?...' bu da bizim dalgamız. Nokta noktaları açıklamayalım. Ağır oldu. Çünkü bu şekilde karşılık verince ters tepki almıştık. Konumuza dönersek kum eğitimi vereceğim, mama eğitimi vereceğim, 1,5 – 2 aylık kedi istiyorum demek hayvanın sosyolojik, psikolojik ve fisyolojik sağlığı açısından tehlikeli ve de riskidir. Hayvan bu yaşta ne kumu bilir, ne de mikropları. Bağışıklık sistemi güçlenmeden sahiplenmek büyük sorundur. Bazen ölümlerle sonuçlanabilir. Sonra size kedi veren kişi hasta hayvan verdi diye adını kötülersiniz. Yavruyu sahiplenip eziyet vermeye gerek yok. Nasıl olsa kendiliğinden kumu mamayı öğrenir. Hayvanlar zannettiğiniz gibi cahil değiller.
Unutmayın
ki insanlar ergenliğe gelince baba ocağından ayrılıp başka eve
çıkarlar. Ama asla çocukken yeni yuva kurmazlar, başka eve
çıkmazlar. Aynı nedenle siz de erişkin kedi sahiplenmelisiniz.
Erişkin kediniz yavruladığında o yavrularla vakit harcamak daha
zevkli olacaktır.
Zaman
içinde gördük ki insanlara kedilerden daha fazla disiplin
verilmesi gerekiyor.
Evinizde
yetiştirdiğiniz saf kan niteliğindeki kedinize sahip olmak isteyen
adaylar doğal olarak kediyi ona vermeye sizi ikna etmek isterler.
Siz de güvenemediğinizden çelişkiye düşersiniz. Taviz vermek
ile vermemek arasında kaldığınızda zaten kedinin akibeti olumsuz
yöne yönelir. ASLA TAVİZ VERMEYİN. Kendi kedinizi ve neslini
koruma sorumluluğunu taşıyorsunuz. Arkadaşınız dahi olsa
elinizdeki hayvanın kıymetini bilmeyen birine o hayvanı
sahiplendirmek risktir.
Peki
ne yapabilirsiniz? Bu zamana kadar kedi sahiplendirme deneyimimiz
sonunda 15 maddelik sözleşme hazırladık. Bu maddeleri kabul eden
herkese kedi sahiplendirdik. Ancak maddeler arasında 'Sokağa
salınamaz' ibaresi yer almasına rağmen bir tane kedinin bahçede,
sokakta gezdiğini gördük. Sözleşme argümanı dışında ücret
ödeme argümanının kaçınılmaz gerekli olduğunu farkettik.
Sözleşme yaptığınızda sahipler ilişkilerini kediyi
sahiplendirenle kesmiyor. Ancak ücret ödediği ya da bedel ödediği
zaman yeni kedi sahibi olan kişiler 'tüh ya kaçtı' dahi
diyemiyor, çünkü kediyi sokağa kaçıramayacağı bir bedel
ödüyor. Bu nedenle hayvan satışı hakkında Hayvanseverist'lerin
saplantılı zihin yapısından kurtulmalıdırlar.
Kediler Maalesef kâr ettiren bir canlı değildir. Hani eti yenen bir hayvan olmadığı için kazanç elde edebileceiniz bir argüman değil. Kazanç elde etmek için hem erişkin satılmalı, hem de yüksek fiyat politikası uygulanmalıdır. Aksi takdirde seri üretim dediğimiz sistem kedilere uygulanamaz. Bu hayvanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Kediler Maalesef kâr ettiren bir canlı değildir. Hani eti yenen bir hayvan olmadığı için kazanç elde edebileceiniz bir argüman değil. Kazanç elde etmek için hem erişkin satılmalı, hem de yüksek fiyat politikası uygulanmalıdır. Aksi takdirde seri üretim dediğimiz sistem kedilere uygulanamaz. Bu hayvanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Saf
kan statüsündeki kedilerin satışı, onların nesillerini koruyan
güçlü bir argümandır. Ayrıca Hayvanseverist'lerin sokaktan
tutup tutup hayvan sahiplendirdiklerinde hem hayvanlar, hem
sahiplendirdikleri kişiler, hem safkan diğer hayvvanlar, hem de
ekosistem zarar görüyor. 'sokaklar tehlikeli, kötü' diyerek
propakanda yapanları gördüğünüzde şu aklınıza gelsin
'sokaklar yaşam alanlarıdır'. Yaşam alanlarından hayvanların
toplanması, yine Hayvanseverist'lerin savunduğu 5199 sayılı
Hayvan Koruma Kanunu'na göre yasaktır. Yani Hayvanseverist'ler
hayvanhaklarını korumak adı altında yürüttükleri idolojilerine
ters hareket etmektedirler.
Sokaklardan
hayvan sahiplendirdiğinizde o hayvana dair hiç bir bilginiz yoktur.
Sırf insana yaklaşıyor olması, onun evcil olduğunu göstermez.
Sadece aşılarını yaptık oldu da olmaz. Hayvan hakkında hemen
her bilgiyi edinmelisiniz. Size bir sebepten ısınan kediyi sokaktan
alıp başka birine sahiplendirdiğinizde, hem onu eline alan ve o an
için güvendiği koruyucu kişiler hem de yaşam alanı değişir.
Kediler alışılmadık davranışlar gösterecektir. Çünkü
değişim vardır. Kediler deişime asla tahammül edemeyen
hayvanlardır. Yaşam alanı, yattığı yer, yediği yemekler,
misafirler ve hatta zaman dahi değişse tepki gösterirler. Siz bu
davranışları deneyimlemeden kedileri saahiplendirmemelisiniz.
Davranışları hakkında tam anlamıyla bilginiz olduğunda bir anda
değil alıştırarak yeni ortama hazır etmelisiniz. Eğer bu
süreci takip edemeyecekseniz LÜTFEN HAYVANLAR SOKAKTA YAŞASIN.
Yorumlar
Yorum Gönderme